Zeydan Karalar'ı hayata küstüren yazı...

ALİ PEKMEZCİ

 

EGOSUYLA ve REKLAMIYLA YARIŞAN ADAM!

 

Seçim çalışmalarında, ‘Belediyenin borcunu 6 ayda temizlemezsem namerdim” vaadinde bulunmuştu. 

Bir yıl sonra alacaklılar altındaki koltuğunu, masasını kaldırdı. Haczi yapan avukatla birlikte fotoğrafı çıktı. 

Gazeteciyi çağırıp yerde bağdaş kurarak birlikte poz verdiler. Baktı ki dizleri acıyor; makamına kahvehaneden masa sandalye getirtti. 

İki gün böyle çalıştı. 

Belediyede mali disiplinin sağlanması noktasında başarılı bir adım atmıştı (!)

 

* *

 

Önce toplu halde işçi çıkardı. Baktı ki yasal sorun var, başı belaya girmesin diye çıkışları haftada 29 kişiye böldü. 

Emekçileri dilim dilim dilimledi!

Üstüne gelinince de hepsini hain olmakla itham etti. Belediyedeki hain sayısı (!) 3 bini aşmıştı. 

 

* *

 

Etnisite ve mezhebe özel bir önem gösterdi. Kritere uymayanlar kapıdışarı, uyanlar baştacı. Bu yüzden her bürokratının odasında ayrı bir fotoğrafı asılı. 
Faşist Almanya’da bile Hitler’in bu kadar resmi asılmamıştı. 

 

*  *

 

Adana’nın ormanları cayır cayır yanarken…

Bir gazeteciye, “Helal olsun bizim başkana, iki kaburgası kırık olduğu halde yangın bölgesinde” diye tvit attırdı. 

Aynı akşam Kaburgacı Yaşar’da aile boyu kaburga yediler. 

Kaburgasına kaynak yaptı! 

O sırada tüm Adana elbirliğiyle ormanlarındaki yangını söndürmekteydi. 

 

* *

 

Mucizeyi gerçekleştirdi. 

Hırdavatçıdan yüzbinlerce liralık tavuk da satın aldı. 

 

* *

 

Mimar Sinan’daki konserde sanatçının ağzına sinekler doldu; adamcağız ‘ ağzımı açmadan nasıl söylerim’ diye isyan etti. 

Tam karşısında oturuyordu, yüzü kızarmadı. 

 

* *

 

Türkmenbaşı’nda bir yol düzenlemesi yaptırdı, lunaparktaki çarpışan arabalar bu kadar kaza yapmıyor. 

 

* *

Gerçi ilçe belediye başkanı iken de ‘Kent Meydanı yapacağım’ sözünü vermişti. Seyhan‘ın en büyük ‘meydan betonarmesini’ inşa etti. 

Zaten oraya Tapu Dairesinden başka giden de olmadı. 

 

* *

 

Seyhan’daki imar dosyaları birbiri ardına patlamaya başladı. 

Türkmenbaşı’ndaki arsa satışından ötürü 21 Nisan’da hakim önüne çıkacak. İfadesinde, daha hakim yüzü görmeden encümen üyelerini sattı, “Satışta imzam yok ki, beni sorumlu tutamazsınız’ dedi. 

Zeytinli köyünün yolunu sattığı ortaya çıktı. Şimdi o yolu yeniden satın almanın yollarını arıyor. 

 

* *

 

Geçtiğimiz günlerde bir basın toplantısı düzenledi. 

“Birçok belediyeden daha iyi durumdayız. Borçlanma kredi notumuz İzmir, Mersin ve Hatay’dan daha iyi” dedi. 

Halbuki alacaklı müteahhitlerin icra dosyalarından ötürü belediyenin banka hesapları bloke. 

Alacaklılar da kuyrukta. 

 

* *

 

Vakıfbank’ın verdiği promosyonunu da “İşte CHP Belediyeciliği. İşçimizi sevindiriyoruz” diye duyurmuştu. 

 

* *

 

İmamoğlu, metrodan ötürü AKP’den yakınırken Şam Şeytanı sahne aldı. “İkinci etaba yapmaya hazırız ama kredimiz onaylanmadı“ dansını oynadı. 

Tam da o sırada 3 bini geçkin KHK’lı personele ‘param yok’ diye zam vermemekte direniyordu. Biz yazdık da geri adım attı, 1000’er lira fazla maaş alacaklar. 

Belediyedeki bin 500 memura sosyal denge tazminatı da vermiyor. Zavallılar yıllardır 700 liraya talim ediyor. ‘Durumumuz daha iyi’ dediği CHP’li belediyeler, sosyal denge tazminatında Şam Şeytanını üçe dörde katladı. 

 

* *

 

Ödemeler noktasında en şanslı olanlar reklamcılar. Sadece onlar tıkır tıkır alıyor. 

Bilboardlar, afişler nerede, orada. 

Para kimde, reklamcıda. 

Reklamcı nerede, merdonun yanında. 

 

* *

 

Paran varsa emekçiye niye vermiyorsun;

Paran yoksa metronun ikinci etabına niye talip oluyorsun. Krediyi nasıl geri ödeyeceksin!

Geçmiş olsun.